Urfa / Balıklı Göl

Çok kısa bir Urfa Gezisi sırasında, şehir içini bile dolaşamadan sadece Balıklı Gölü ve Atatürk Barajını fotoğraflama olanağı buldum.
İleri tarihlerde bu güzel Peygamberler Şehrini ve ilçelerini gezip daha detaylı fotoğraflayarak eklemeler yapacağım.

Edessa, El-Ruha, Reha ve Urfa
Çeşitli dönemlerde bu isimlerle anılmış ve daha sonra "Şanlı" ön eki almıştır.
Göbeklitepe mevkiinde yapılan kazılarda Şanlıurfa tarihinin M.Ö. 9000 öncesine kadar dayandığına dair bulgular bulunmuş.
Kimi bazı araştırmacıların sürdürdüğü yüzeysel araştırmalardaki buluntular ve fosil kaynaklar Şanlıurfa ve çevresinin Orta Paleolitik (O.Yontma Taş) ve Neolitik (Cilalı Taş) döneminde insan yaşantısına sahne olduğunu gösteriyormuş.

Balıklı Göl

Çok çesitli rivayetlerden birine göre, Hz. İbrahim, hükümdar Nemrut ile mücadele ederek tek tanrı fikrini savunmaya baslar.
Bunun üzerine, hükümdar tarafindan, bugünkü Şanlıurfa Kalesi'nden ateşe atılır. Bu esnada, ateş suya, odunlar da balığa dönüşür.
Hz. Ibrahim'in düştüğü yere de "Halil-ür Rahman Gölü" denilir.
Efsanevi mekan günümüzde, havuz içindeki balıklar ve etrafindaki asırlık ağaçlarla gezi ve ziyaret alanı görünümündedir.



Ayn Zeliha = "Zeliha nın Gözyaşları"
Nemrut'un kızı Zeliha da Hz. İbrahim'e inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yerde de Ayn Zeliha Gölü oluşur.
Diğer bir rivayet ise Zeliha'nın, Hz. İbrahim için döktüğü gözyaşlarıyla bu gölün oluştuğu şeklindedir.




Şanlıurfa Valiliği ve Belediyesinin desteğiyle yürütülen temizlik çalışmaları sırasında, göldeki balıklar Ayn-ı Zeliha gölüne aktarılıp suyun tamamen boşaltılmasından sonra,
gölün dibinde biriken çamur temizlenmiş, balıklar da berrak bir suya ve rahata kavuşmuşlar.
Balıkların, ekmek ve ıvır-zıvır ile aşırı yemlenmesi kirliliğe neden olduğundan, görevliler tarafından verilen özel yemlerden almanızı öneriyor ve özen göstermenizi diliyoruz.




Eğitim harcamalarını Poşu satarak kazanan öğrenci arkadaşım, bana Poşu takmayı öğretirken
bir taraftan Bekir Yıldız ın kitabını okuduğunu anlattı ve poşuyu giydikten sonra bana "Reşo Ağa ya benzedin" dedi.
Herkese aynı numarayı yapıyor mu bilinmez ama ben bu poşudan çok hoşlandım.




Siz de Yarım Kubbe altındaki ve çevredeki hediyelik mağazalarından alış-veriş yapabilirsiniz.



Yöresel pullu elbiseden bir detay.



Habersiz çekim için Bahar kardeşime teşekkürler.


Zerafet, Şıklık, İhtişam, Özen, Özgüven.
Tüm bu özellikleri üstünde toplamış, kendi öyküsünü anlatan Urfalı kardeşimi görünce bu an'ı fotoğraflamadan duramazdım.
Empati, Duygu, Zaman-Mekan fotoğrafçının temel araçlarıdır, burada denk geldi diyebilirim.


İsot Evi nde bazı baharat, şifalı bitki ve yerel tatları bulmak mümkün.
Sahibinin dediğine göre Isot ve Kırmızı Biberde bulunan "Capsaicin" maddesi, eklem iltihabı ve ağrılarının iyileşmesine yardımcı oluyor; kanser, kalp hastalıkları, grip ve soğukalgınlığına yakalanma riskini azaltıyormuş.
Portakaldan daha çok C vitamini barındıran İsot un, ayrıca afrodizyak etkisi de varmış. :))
Dayanma süresine göre, tüketebileceğiniz kadar ürünü buradan alabilirsiniz.



Rızvaniye Camii
Rakka Valisi Rıdvan Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış ve dikdörtgen planlı, 3 kubbeli olarak kesme taştan inşa edilmiş.
Rızvaniye Camii ve Medresesi 1992-93 yıllarında ŞURKAV tarafından yeniden düzenlenmiştir.



Çevreden diğer görüntüler.


Üç Güvercin.


Kale
Üzerindeki korint başlıklı 2 sütun, Edessa Kralı 9. Manu döneminde M.S. 240-242 yıllarında yaptırılmış.
Sütunları hariç diğer kısımlar Abbasi döneminde M.S. 414 de restore edilmiş.



Hz. İbrahim Mağarası
Rivayete göre devrin hükümdarı Nemrut, bir rüya görür ve sabah rüyasında gördüklerini müneccimlerine anlatır.
Müneccimlerin "Bu yıl doğacak bir çocuk senin saltanatına son verecektir" demesi üzerine Nemrut, o yıl doğacak bütün erkek çocukların öldürülmesini ister.
Mevlid-i Halil Camii avlusunun güneyinde bulunan bu mağarada, sarayın putçusu Azer'in hanımı, Hz. İbrahimi 7 yaşına kadar saklar.




Kültür Evi

Bu eski taş ev, Şurkav (Şanlı Urfa Kültür ve Araştırma Vakfı) tarafından restore edilmiş.







Atatürk Barajı
Dolgu hacmi bakımından dünyanın en büyük 6. barajı durumundadır.
Şanlıurfa ve Adıyaman illeri arasında, Fırat Nehri üzerinde kurulu olup, enerji ve sulama amaçlıdır.
1983 yılında inşaatı başlamış olan baraj 1992 yılında işletmeye açıldı. 8 türbine sahip barajın yüksekliği 169 metredir.
2400 MW gücüyle yıllık 8900 GWh elektrik üretim kapasitesine sahiptir.




"Harran Güzeli" Ayşen e pozu için teşekkürler.


En yakın zamanda tekrar ziyaret edip, şehiriçi ve çevreyi bol bol fotoğraflayacağım. Söz !!

.

1 yorum:

Bahar dedi ki...

"Anlatılmaz, Yaşanır" bir gezi ancak böylesine fotoğraflarla yaşatılabilirdi... Teşekkürler Ünal Abi...